HAYVANLARA EZİYET ETMEK KANUNEN SUÇTUR
Eskişehir’de vahşice öldürdüğü bir kedinin
can çekiştiği anları internette yayınlayan üniversite öğrencisi Mustafa Can
A.’ya tepki çığ gibi büyüyor. Savunmasız bir canlıya karşı yapılan bu acımasızca
muamelenin ardından şahsın para karşılığı serbest bırakılması herkesin aklına
Anayasamızdaki Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nu getirdi. Her ne kadar Anayasada 5199 SAYILI HAYVANLARI KORUMA KANUNU ile hayvanların yaşama hakkı devlet tarafından güvence altına
alınsa da kanun ciddi caydırıcı gücü olmadığı için bu kanun bazı durumlarda yetersiz
kalıyor. Aslının Dolabı Ekibi olarak bu konuda biraz araştırma yaptık daha
bilinçli ve duyarlı bir toplum haline gelebilmekte bizimde katkımız olsun diye
sizlerle paylaşmak istedik.
ULUSLARARASI ANLAŞMALAR HAYVANLARI KORUYOR:
- 1979/Bern Avrupa’nın Yaban Hayatının ve
Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (09.01.1984 tarih ve 84/7601 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan) ile Avrupa Konseyine üye devletler ve
diğer katılımcılar tarafından yabani flora ve fauna’nın korunması ve gelecek
nesillere aktarılması ilkesi benimsenmiştir.
-
1992-BM-Rio Deklerasyonunun 1.maddesinde; “İnsanlar devam ettirilebilir
kalkınma kaygılarının merkezindedir. Doğa ile uyumlu sağlıklı ve yaratıcı bir
yaşam hakkına sahiptirler.”
-
1978 tarihli UNESCO Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi 1. Maddesi
uyarınca; “ Bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içerisinde var olmak
bakımından eşit haklara sahiptir”
Hayvan hakları bildirgesi (Universal
Declaration on Animal Welfare),hayvanların da insanlar gibi birer canlı olduğunu, onlarında hakları olduğunu belirten bir bildirgedir.
Bu bildirge onlara zulüm etmeyi önlemek ve onların refah standartları
geliştirmek için önerilen bir hükümetler arası anlaşmadır. Bu anlaşmaya bakıldığında aslında
hayvanlarında en az insanlar kadar doğal ve basit haklara sahip olduklarını
görebiliyoruz.
Hayvan hakları evrensel
bildirgesi 14 maddeden oluşmaktadır:
1. Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit
doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
2. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına
sahiptir. Bir hayvan türü olan insan , öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı
çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla
görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma, ve korunma hakları
vardır.
3. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz,
acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa,
bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
4. Yabani türden olan bütün hayvanlar,
kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üretme hakkına
sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu
hakka aykırıdır.
5. Geleneksel olarak insanların
çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne
özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.
6. İnsanların yanlarına aldıkları bütün
hayvanlar doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir
hayvanı terk etmek acımasız ve aşağılık bir davranıştır.
7. Bütün çalışan hayvanlar iş süresi ve
yoğunluğunun sınırlandırılması ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme
hakkına sahiptir.
8. Hayvanlara fiziki ya da psikolojik
bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel,
ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.
9. Hayvan beslenmek için
yetiştirilmişse de bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı
çektirmeden ve korkutmadan olmalıdır.
10. Hayvanlardan insanların eğlencesi
olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan
yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.
11. Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın
öldürülmesi yaşama karşı suçtur.
12. Çok sayıda yabani hayvanın
öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.
13. Hayvan ölümüne de saygı göstermek
gerekir. Hayvanın öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonda
yasaklanmalıdır.
14. Hayvanları koruma ve savunma
kuralları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan
hakları gibi yasayla korunmalıdır.
TÜRKİYE’DE HAYVAN HAKLARI
Türkiye'de hayvan hakları 2004 yılında yasa ile koruma altına alınmıştır. Hayvanların, doğanın onlara tanıdığı yaşama haklarını korumak için gerekli hükümler yasal güvenceye alınmış ve bu hükümleri ihlal edenlere çeşitli cezalar verilmesi öngörülmüştür.
Türkiye'de hayvan hakları 2004 yılında yasa ile koruma altına alınmıştır. Hayvanların, doğanın onlara tanıdığı yaşama haklarını korumak için gerekli hükümler yasal güvenceye alınmış ve bu hükümleri ihlal edenlere çeşitli cezalar verilmesi öngörülmüştür.
Çevre
Bakanlığı’nca hazırlanan ve TBMM Genel Kurul gündeminde bulunan “Hayvanları
Koruma Kanunu Tasarısı”, hayvanların korunması ve yaşama haklarının güvence
altına alınması amacıyla hazırlandı. Kanun tasarısının amacı, başta evcil
hayvanlar olmak üzere tüm hayvanların, insan ve doğa kaynaklı mağduriyetlerinin
önlenmesini, gözetilmesini, bakımlarını, kötü muamelelerden uzak tutulmalarını,
üremelerini, canlarının ve sağlıklarının korunmasını sağlamak.
Bu amaca ulaşmak
için hayvanların korunmasına ilişkin geliştirilen temel ilkeler şunlar:
Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. Ancak kanuni istisnalar ve insan gıdası olarak yararlanılan hayvanlar bu hükmün dışında tutulmuştur.
Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan türden olan evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamaları desteklenir.
Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. Ancak kanuni istisnalar ve insan gıdası olarak yararlanılan hayvanlar bu hükmün dışında tutulmuştur.
Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan türden olan evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamaları desteklenir.
İnsanlar, hayvanların korunmaları,
gözetilmeleri, bakımları ve kötü muamelelerden uzak tutulmaları için gerekli
önlemleri alırlar.
Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin
sadece insani ve vicdani sorumluluklarla hayvan besleyen ve koruyan gerçek ve
tüzel kişilerin desteklenmesi esastır.
Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.
Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.
Tasarıda yer alan
düzenlemelerden bazıları şunlar:
Hayvan sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, türüne ve üreme yöntemine uygun olarak ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek ve aşılarını yaptırmakla yükümlüdür.
Hayvan sahiplenecek kişi, hayvanın sağlığı ve yaşam koşulları ile ilgili insan-hayvan etkileşimi ve çevre sağlığı açısından sorumludur.
Hayvan sahipleri çevreye ve insanlara verecekleri zararları ve rahatsızlıkları tazmin etmekle yükümlüdür.
Çevre Bakanlığı, hayvan bulundurma ve sahiplenme şartları ile rahatsızlıkları önleyici tedbirleri, çıkaracağı bir yönetmelikle belirleyecektir.
Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça, bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ızdırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu vb. bağımlılık yapan yiyecekler veya içecekler verilmesi yasaktır.
Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar, onları türüne ve özelliğine uygun ortamlarda ve şartlarda taşımak, taşıma esnasında bakmakla yükümlüdür.
Hayvanların kendi mekanların da yaşamalarının desteklenmesi esas olup, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların öldürülmesi yasaktır.
Hayvanlarda acı veren müdahalelerin uyuşturmaksızın yapılması yasaktır.
Sadece veteriner hekimler acil ve zorunlu müdahalelerde bulunabilirler.
Hayvanların bilimsel olmayan tedavi ve deneylerde kullanılması yasaktır.
Hayvanlara acı, ızdırap, korku veren tıbbi, ticari ve bilimsel deneylerin yerine alternatif yöntemlerin kullanılması esastır.
Hayvanların ticareti esnasında sağlıklarının iyi, satıldıkları ve yaşadıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.
Hayvanların doğal kapasitelerini veya gücünü aşacak ve yaralanmalarına ya da acı çekmelerine yol açacak yöntemlerle eğitmek, başka bir hayvan üzerinde şiddetini denemek, onların acı çekmesine, yaralanmasına, sakatlanmasına ve ölümüne neden olabilecek şekilde dövüştürmek yasaktır.
Her ilde valinin veya görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında, ilgili bakanlık ve gönüllü kuruluşların da temsil edildiği “il hayvan koruma kurulu” oluşturulacaktır.
Kanun’un yürürlüğünü müteakiben her türlü hayvan bulunduran tüzel kişiler, işletmeleri ile ilgili belgelere dayalı bilgileri altı ay içerisinde il hayvan koruma kuruluna bildireceklerdir.
Denetim konusunda Çevre Bakanlığı ve mülki amirler yetkilidir.
Hayvan sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, türüne ve üreme yöntemine uygun olarak ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek ve aşılarını yaptırmakla yükümlüdür.
Hayvan sahiplenecek kişi, hayvanın sağlığı ve yaşam koşulları ile ilgili insan-hayvan etkileşimi ve çevre sağlığı açısından sorumludur.
Hayvan sahipleri çevreye ve insanlara verecekleri zararları ve rahatsızlıkları tazmin etmekle yükümlüdür.
Çevre Bakanlığı, hayvan bulundurma ve sahiplenme şartları ile rahatsızlıkları önleyici tedbirleri, çıkaracağı bir yönetmelikle belirleyecektir.
Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça, bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ızdırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu vb. bağımlılık yapan yiyecekler veya içecekler verilmesi yasaktır.
Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar, onları türüne ve özelliğine uygun ortamlarda ve şartlarda taşımak, taşıma esnasında bakmakla yükümlüdür.
Hayvanların kendi mekanların da yaşamalarının desteklenmesi esas olup, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların öldürülmesi yasaktır.
Hayvanlarda acı veren müdahalelerin uyuşturmaksızın yapılması yasaktır.
Sadece veteriner hekimler acil ve zorunlu müdahalelerde bulunabilirler.
Hayvanların bilimsel olmayan tedavi ve deneylerde kullanılması yasaktır.
Hayvanlara acı, ızdırap, korku veren tıbbi, ticari ve bilimsel deneylerin yerine alternatif yöntemlerin kullanılması esastır.
Hayvanların ticareti esnasında sağlıklarının iyi, satıldıkları ve yaşadıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.
Hayvanların doğal kapasitelerini veya gücünü aşacak ve yaralanmalarına ya da acı çekmelerine yol açacak yöntemlerle eğitmek, başka bir hayvan üzerinde şiddetini denemek, onların acı çekmesine, yaralanmasına, sakatlanmasına ve ölümüne neden olabilecek şekilde dövüştürmek yasaktır.
Her ilde valinin veya görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında, ilgili bakanlık ve gönüllü kuruluşların da temsil edildiği “il hayvan koruma kurulu” oluşturulacaktır.
Kanun’un yürürlüğünü müteakiben her türlü hayvan bulunduran tüzel kişiler, işletmeleri ile ilgili belgelere dayalı bilgileri altı ay içerisinde il hayvan koruma kuruluna bildireceklerdir.
Denetim konusunda Çevre Bakanlığı ve mülki amirler yetkilidir.
Hayvanları koruma amacıyla kontrollerde bulunarak
bu kanuna aykırı hususları tespit, görevlilere haber vermek ve kötü muameleyi
engellemek üzere hayvan koruma gönüllüleri görevlendirilecektir.
Kanun’un amaç ve kapsamına uygun faaliyet ve çalışmalarda bulunmak ve finansmanı sağlamak için Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı kurulacaktır.
Eğitici yayınlar, trafik kazaları, hayvanat bahçeleri, yasak ve izinler, koruma alanları, koruma altına alma ile ilgili düzenlemeler yapılacaktır.
Kanun hükümlerine uyulmaması durumunda para cezalarını içeren ceza hükümleri devreye girecektir.
Kanun’un amaç ve kapsamına uygun faaliyet ve çalışmalarda bulunmak ve finansmanı sağlamak için Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı kurulacaktır.
Eğitici yayınlar, trafik kazaları, hayvanat bahçeleri, yasak ve izinler, koruma alanları, koruma altına alma ile ilgili düzenlemeler yapılacaktır.
Kanun hükümlerine uyulmaması durumunda para cezalarını içeren ceza hükümleri devreye girecektir.
HAYVANLARA
KASITLI KÖTÜ DAVRANMAK, AŞIRI SICAK SOGUGA MARUZ BIRAKMAK, DÖVMEK, AÇ BIRAKMAK,
ZEHİRLEMK, BAKIMLARINI İHMAL ETMEK, FİZİKSEL ve PSIKOLOJIK ACI ÇEKTIRMEK, TIBBİ
HAYVAN DENEYLERİ YAPILMASINA İZİN VERMEK, ACIMASIZCA İŞLEMLER YAPMAK ,
KANUNLARIMIZA AYKIRI OLUP, CEZAİ MÜEYYİDE KONUSUDUR. Duyarlı olan tüm
vatandaşlar, Anayasamızın hak arama özgürlüğüne dair 36. Maddesi, 4982 sayılı
Bilgi Edinme ve 3071 sayılı dilekçe Hakki Kanunu gereği ve 2577 sayılı İdari
yargılama usul yasasına dayanarak yetkililere hesap sorabilirler, dilekçe
verebilirler ve dava açmaya hak kazanırlar.
Tüm bunlar göz önüne alındığında aklımıza
tek bir soru geliyor, savunmasız bir canlıya eziyet ederek öldürülmesine sebep
olan biri neden serbest bırakılır?
Bu konuda açıklama yapan HAYTAP (Hayvan Hakları
Federasyonu), Can Aksoy’un sabah 4 sıralarında adliyeye getirilip, 10:30’da 300
TL ile para cezası karşılığında serbest bırakılması hakkında, “Yasada, Kabahatler
Kanunu yerine Ceza Kanunu geçerli olsaydı, bu şahsa hapis cezası
verilebilecekti. Bu nedenle, yasanın bir an önce Ceza Kanunu’na geçirilmesi
gerekiyor” dedi.
“YASANIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR”
Hayvana işkence eden, zarar veren insanların Kabahatler Kanunu’ndan
değil; Ceza Kanunu’ndan yargılanması gerekiyor. Böylece kişiye hapis cezası
verilebilecek.
Tüm bu yaşananların ardından Türkiye’nin her
bir tarafında eylemler başladı. Hayvanlara karşı yapılan bu vahşete sessiz
kalmayan duyarlı bireylerin başlattığı eylemlere yine “Hayvanlara yönelik
şiddete ve tecavüze hayır diyoruz” çağrısına kulak verenlerin desteği sürüyor.
Eğer sizde her türlü canlıya karşı yapılan her türlü şiddettin karşındaysanız
desteğinizi esirgemeyip bu haksızlığa dur diyebilirsiniz. Bunun için 16 Şubat
Pazar günü saat 14:00-17:00 saatleri arasında Galatasaray Lisesinin önünde
kurulacak olan stantlara uğrayıp imza vererek başlangıç yapabilirsiniz
Ebru Üzümcü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder