11 Şubat 2014 Salı

Hayvanlara Yönelik Şiddete Hayır!

 

HAYVANLARA EZİYET ETMEK KANUNEN SUÇTUR     
    Eskişehir’de vahşice öldürdüğü bir kedinin can çekiştiği anları internette yayınlayan üniversite öğrencisi Mustafa Can A.’ya tepki çığ gibi büyüyor. Savunmasız bir canlıya karşı yapılan bu acımasızca muamelenin ardından şahsın para karşılığı serbest bırakılması herkesin aklına Anayasamızdaki Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nu getirdi. Her ne kadar Anayasada 5199 SAYILI HAYVANLARI KORUMA KANUNU ile hayvanların yaşama hakkı devlet tarafından güvence altına alınsa da kanun ciddi caydırıcı gücü olmadığı için bu kanun bazı durumlarda yetersiz kalıyor. Aslının Dolabı Ekibi olarak bu konuda biraz araştırma yaptık daha bilinçli ve duyarlı bir toplum haline gelebilmekte bizimde katkımız olsun diye sizlerle paylaşmak istedik.

ULUSLARARASI ANLAŞMALAR HAYVANLARI KORUYOR:
-  1979/Bern Avrupa’nın Yaban Hayatının ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (09.01.1984 tarih ve 84/7601 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan) ile Avrupa Konseyine üye devletler ve diğer katılımcılar tarafından yabani flora ve fauna’nın korunması ve gelecek nesillere aktarılması ilkesi benimsenmiştir.
-  1992-BM-Rio Deklerasyonunun 1.maddesinde; “İnsanlar devam ettirilebilir kalkınma kaygılarının merkezindedir. Doğa ile uyumlu sağlıklı ve yaratıcı bir yaşam hakkına sahiptirler.”
-  1978 tarihli UNESCO Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi 1. Maddesi uyarınca; “ Bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içerisinde var olmak bakımından eşit haklara sahiptir”

Hayvan hakları bildirgesi (Universal Declaration on Animal Welfare),hayvanların da insanlar gibi birer canlı olduğunu, onlarında hakları olduğunu belirten bir bildirgedir. Bu bildirge onlara zulüm etmeyi önlemek ve onların refah standartları geliştirmek için önerilen bir hükümetler arası anlaşmadır. Bu anlaşmaya bakıldığında aslında hayvanlarında en az insanlar kadar doğal ve basit haklara sahip olduklarını görebiliyoruz.
Hayvan hakları evrensel bildirgesi 14 maddeden oluşmaktadır:
1. Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
2. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan , öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma, ve korunma hakları vardır.
3. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
4. Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üretme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.
5. Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.
6. İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek acımasız ve aşağılık bir davranıştır.
7. Bütün çalışan hayvanlar iş süresi ve yoğunluğunun sınırlandırılması ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.
8. Hayvanlara fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.
9. Hayvan beslenmek için yetiştirilmişse de bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan olmalıdır.
10. Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.
11. Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.
12. Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.
13. Hayvan ölümüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanın öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonda yasaklanmalıdır.
14. Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.

TÜRKİYE’DE HAYVAN HAKLARI
       Türkiye'de hayvan hakları 2004 yılında yasa ile koruma altına alınmıştır. Hayvanların, doğanın onlara tanıdığı yaşama haklarını korumak için gerekli hükümler yasal güvenceye alınmış ve bu hükümleri ihlal edenlere çeşitli cezalar verilmesi öngörülmüştür.
       Çevre Bakanlığı’nca hazırlanan ve TBMM Genel Kurul gündeminde bulunan “Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı”, hayvanların korunması ve yaşama haklarının güvence altına alınması amacıyla hazırlandı. Kanun tasarısının amacı, başta evcil hayvanlar olmak üzere tüm hayvanların, insan ve doğa kaynaklı mağduriyetlerinin önlenmesini, gözetilmesini, bakımlarını, kötü muamelelerden uzak tutulmalarını, üremelerini, canlarının ve sağlıklarının korunmasını sağlamak.
 Bu amaca ulaşmak için hayvanların korunmasına ilişkin geliştirilen temel ilkeler şunlar:
* Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. Ancak kanuni istisnalar ve insan gıdası olarak yararlanılan hayvanlar bu hükmün dışında tutulmuştur.
* Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan türden olan evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamaları desteklenir.
* İnsanlar, hayvanların korunmaları, gözetilmeleri, bakımları ve kötü muamelelerden uzak tutulmaları için gerekli önlemleri alırlar.
* Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin sadece insani ve vicdani sorumluluklarla hayvan besleyen ve koruyan gerçek ve tüzel kişilerin desteklenmesi esastır.
* Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.

Tasarıda yer alan düzenlemelerden bazıları şunlar:
* Hayvan sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, türüne ve üreme yöntemine uygun olarak ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek ve aşılarını yaptırmakla yükümlüdür.
* Hayvan sahiplenecek kişi, hayvanın sağlığı ve yaşam koşulları ile ilgili insan-hayvan etkileşimi ve çevre sağlığı açısından sorumludur.
* Hayvan sahipleri çevreye ve insanlara verecekleri zararları ve rahatsızlıkları tazmin etmekle yükümlüdür.
* Çevre Bakanlığı, hayvan bulundurma ve sahiplenme şartları ile rahatsızlıkları önleyici tedbirleri, çıkaracağı bir yönetmelikle belirleyecektir.
* Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça, bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ızdırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu vb. bağımlılık yapan yiyecekler veya içecekler verilmesi yasaktır.
* Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar, onları türüne ve özelliğine uygun ortamlarda ve şartlarda taşımak, taşıma esnasında bakmakla yükümlüdür.
* Hayvanların kendi mekanların da yaşamalarının desteklenmesi esas olup, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların öldürülmesi yasaktır.
* Hayvanlarda acı veren müdahalelerin uyuşturmaksızın yapılması yasaktır.
* Sadece veteriner hekimler acil ve zorunlu müdahalelerde bulunabilirler.
* Hayvanların bilimsel olmayan tedavi ve deneylerde kullanılması yasaktır.
* Hayvanlara acı, ızdırap, korku veren tıbbi, ticari ve bilimsel deneylerin yerine alternatif yöntemlerin kullanılması esastır.
* Hayvanların ticareti esnasında sağlıklarının iyi, satıldıkları ve yaşadıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.
* Hayvanların doğal kapasitelerini veya gücünü aşacak ve yaralanmalarına ya da acı çekmelerine yol açacak yöntemlerle eğitmek, başka bir hayvan üzerinde şiddetini denemek, onların acı çekmesine, yaralanmasına, sakatlanmasına ve ölümüne neden olabilecek şekilde dövüştürmek yasaktır.
* Her ilde valinin veya görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında, ilgili bakanlık ve gönüllü kuruluşların da temsil edildiği “il hayvan koruma kurulu” oluşturulacaktır.
* Kanun’un yürürlüğünü müteakiben her türlü hayvan bulunduran tüzel kişiler, işletmeleri ile ilgili belgelere dayalı bilgileri altı ay içerisinde il hayvan koruma kuruluna bildireceklerdir.
* Denetim konusunda Çevre Bakanlığı ve mülki amirler yetkilidir.
* Hayvanları koruma amacıyla kontrollerde bulunarak bu kanuna aykırı hususları tespit, görevlilere haber vermek ve kötü muameleyi engellemek üzere hayvan koruma gönüllüleri görevlendirilecektir.
* Kanun’un amaç ve kapsamına uygun faaliyet ve çalışmalarda bulunmak ve finansmanı sağlamak için Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı kurulacaktır.
* Eğitici yayınlar, trafik kazaları, hayvanat bahçeleri, yasak ve izinler, koruma alanları, koruma altına alma ile ilgili düzenlemeler yapılacaktır.
* Kanun hükümlerine uyulmaması durumunda para cezalarını içeren ceza hükümleri devreye girecektir.
     HAYVANLARA KASITLI KÖTÜ DAVRANMAK, AŞIRI SICAK SOGUGA MARUZ BIRAKMAK, DÖVMEK, AÇ BIRAKMAK, ZEHİRLEMK, BAKIMLARINI İHMAL ETMEK, FİZİKSEL ve PSIKOLOJIK ACI ÇEKTIRMEK, TIBBİ HAYVAN DENEYLERİ YAPILMASINA İZİN VERMEK, ACIMASIZCA İŞLEMLER YAPMAK , KANUNLARIMIZA AYKIRI OLUP, CEZAİ  MÜEYYİDE KONUSUDUR. Duyarlı olan tüm vatandaşlar, Anayasamızın hak arama özgürlüğüne dair 36. Maddesi, 4982 sayılı Bilgi Edinme ve 3071 sayılı dilekçe Hakki Kanunu gereği ve 2577 sayılı İdari yargılama usul yasasına dayanarak yetkililere hesap sorabilirler, dilekçe verebilirler ve dava açmaya hak kazanırlar.
     Tüm bunlar göz önüne alındığında aklımıza tek bir soru geliyor, savunmasız bir canlıya eziyet ederek öldürülmesine sebep olan biri neden serbest bırakılır?
Bu konuda açıklama yapan HAYTAP (Hayvan Hakları Federasyonu), Can Aksoy’un sabah 4 sıralarında adliyeye getirilip, 10:30’da 300 TL ile para cezası karşılığında serbest bırakılması hakkında, “Yasada, Kabahatler Kanunu yerine Ceza Kanunu geçerli olsaydı, bu şahsa hapis cezası verilebilecekti. Bu nedenle, yasanın bir an önce Ceza Kanunu’na geçirilmesi gerekiyor” dedi.

“YASANIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR”
Hayvana işkence eden, zarar veren insanların Kabahatler Kanunu’ndan değil; Ceza Kanunu’ndan yargılanması gerekiyor. Böylece kişiye hapis cezası verilebilecek.

     Tüm bu yaşananların ardından Türkiye’nin her bir tarafında eylemler başladı. Hayvanlara karşı yapılan bu vahşete sessiz kalmayan duyarlı bireylerin başlattığı eylemlere yine “Hayvanlara yönelik şiddete ve tecavüze hayır diyoruz” çağrısına kulak verenlerin desteği sürüyor. Eğer sizde her türlü canlıya karşı yapılan her türlü şiddettin karşındaysanız desteğinizi esirgemeyip bu haksızlığa dur diyebilirsiniz. Bunun için 16 Şubat Pazar günü saat 14:00-17:00 saatleri arasında Galatasaray Lisesinin önünde kurulacak olan stantlara uğrayıp imza vererek başlangıç yapabilirsiniz

Ebru Üzümcü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder